Körlük - Kitabın Konusu ve Özet - Yolda Giderken Kör Olsanız ?


 EYVAH !!  KÖR OLDUM ..



Kör
- Kör Kadın - 

  

U zun zamandır okuma listemde ( ki bunu ileriki yazılarımda  sizlerle  paylaşacağım . ) bulunan bu kitabı , geçtiğimiz günlerde yakın bir arkadaşımın kitaplığında buldum . Aslında doğruyu söylemek gerekirse bu kitabı ödünç almak için baya mücadele etmem gerekti..

( Bir bakıma haklı . Bende kolay kolay kitaplarımı ödünç verme taraftarı değilimdir . ) 


Eve geldiğimde elimde okuduğum başka bir kitap olmasına rağmen 👀 bir an önce bu kitabı okuyup bitirmek geldi içimden . Ve şu anda neden daha önce okumadım dediğim nadir kitaplar arasında yerini almış durumda ..


Ayrıca bir dipnot vermekte yarar var . Saramago Hangi kitabı ile Nobel aldı sorusunun yanıtı da bu kitap .Yazar ,  bu kitabı ile 1998 yılında Nobel Edebiyat ödülü almış ve 2008 yılında da filme uyarlanmıştır .. 👉  '' KÖRLÜK '' 



KÖRLÜK KİTABI KONUSU 


Öncelikle hikaye trafik ışıklarında arabasında bekleyen genç bir adamın gözlerine beyaz bir perde inmesi ile başlıyor . Birden telaşa kapılan adam haykırmaya ve korkmaya başlıyor . Çevresinde onu gören insanlar hemen yardımına koşuyorlar ..

İçlerinde genç bir adam onu eve bırakabileceğini söylüyor . Kör adam da çaresiz teşekkür ederek bu teklifi kabul ediyor . Kör olan adamın evine kadar çıkmasına yardım eden adam , isterse eşi gelene kadar yanında kalabileceğini söylese de kör adam bunu kabul etmiyor ve onu uğurluyor ..

Bir müddet sonra karısı eve geldiğinde vazonun kırılmış olduğunu ve eşinin elinin kanadığını görüyor . Hemen yanına koşuyor ve gerçeği öğreniyor ; '' Kör Oldum .. '' 

Karısı hemen bir göz doktorunu arıyor . Bu sırada kör adam arabasının , ona yardım eden adam tarafından çalındığını öğreniyor. Ancak bu durumda yapabilecekleri bir şey olmadığı için taksiye atlayarak doktorun yanına gidiyorlar ..

Doktorun muayenehanesinde önce onları güler yüzlü sekreter kadın karşılıyor . İçeriye girdiklerinde ise doktor da bu hastalığa bir teşhis koyamıyor . Bu durum doktoru çok düşündürüyor .Akşam evine gittiğinde karısı ile bu durumu enine boyuna konuşuyor, yakın bir doktor arkadaşını arayıp ondan fikir almaya çalışıyor ama bir şey elde edemiyor .Sonrasında tüm tıp kitaplarını kurcalamaya başlıyor . Bu sırada o da görme yetisini kaybediyor ..

Bir göz doktorunun görme yetisini kaybetmesi ne kadar da ilginç bir durum 💭 

Bu vakalar ülke geneline yayılınca Hükümet olaya müdahale ederek tüm hastaları toplamaya başlıyor . Hastaları eski bir akıl hastanesinde karantina altına almaya karar veriyorlar . İlk önce de doktoru almak için geliyorlar . O esnada karısı da fedakarlık göstererek kendisinin de kör olduğunu ve onu da götürmeleri gerektiğini söylüyor ..

Hastaneye geldiklerinde peşlerinden sırasıyla doktorun muayene ettiği hastalar gelmeye başlıyor önce ilk Kör ardından onun arabasını çalan hırsız ardından koyu renk gözlüklü genç kız ve şaşı çocuk ..

( Bu arada karakterlere bu lakapları takıp , okuyucuya bunlar bizleriz , hepimiziz duygusunu aşılayan yazarı tebrik ediyorum 👏 ) 








Burada araya girip birazda bulundukları mekandan bahsetmem
gerek ..

Sadece ranzalardan oluşan , hükümetin koyduğu kuralları yeni gelecek olanlar için her gün anons eden bir ses kaydının çaldığı sade bir mekan . Burası kalabalıklaştıkça idrar, ter ve dışkıdan dayanılmaz bir hal almaya başlıyor. İnsanlar gözleri gören tek insan olan ( Bunu onlar bilmiyor ) doktorun karısının yardımı ile hayatta kalmaya çalışıyorlar ..




Yine böyle bir esnada hırsız adam , koyu renk gözlüklü genç kıza sarkıntılık ederken bir tekme yiyor ve bacağından yaralanıyor . Sonrasında bunu yapan kız pişman olsa da adam uzun yaşamıyor ..


Kitabın ilerleyen bölümlerinde artık bütün koğuşların dolduğu bir zamanda hastaneye eli silahlı bir kör ve onun kurduğu çete geliyor. Bunlar önce yemeklere el koyuyor ve insanlara para ve kıymetli eşyaları karşılığında yemek vermeye başlıyorlar . Bu duruma karşı çıkan insanları dövüyor hatta öldürüyorlar ..

Bir müddet sonra kimsede bir şey kalmayınca bu sefer kadınları istemeye başlıyorlar .Uzun süren tartışmalar sonucunda İstemeyerek de olsa kadınlar , yemek karşılığında kendi bedenlerini sunmak zorunda kalıyorlar . Bu durum insanların haysiyetine ve onuruna dokunuyor . En sonunda Doktorun karısı eline , yanında getirdiği makası alıyor ve çete liderini öldürüyor..

Körlüğün , korkunun ve açlığın pençesinde yazarın tabiri ile
 '' Ahlaksızlar koğuşuna '' karşı bir mücadele veriyorlar . Bunun neticesinde başka bir kadın onların bulunduğu koğuşu ateşe vererek yakıyor . Tüm bu hengamenin içerisinde körler kendilerini dışarı attıklarında kapıda onları bekleyen hiç bir askerin olmadığını görüyorlar ..

 
Dışarı çıkıp yaşadıkları kentlerin halini keşfedince durumun çok daha kötü olduğunu anlıyorlar . Kimse ne yapacağını bilmemekte . Doktor , karısı , ilk kör ve karısı , ekibe sonradan dahil olan tek gözü bantlı yaşlı adam , koyu renk gözlüklü genç kız ve şaşı çocuk bir ekip halinde birlikte barınabilecekleri ve karınlarını doyurabilecekleri bir yer arıyorlar . Planları ise bu çevreye en yakın evden başlayıp herkesi evine ulaştırmak ..

Şanslılar ki yanlarında gözleri gören bir kadın var . ( Ki bu kadının yaptıklarına baktıkça hayran olmamak mümkün değil . İnsan ister istemez ben bu durumda olsaydım bunu yapar mıydım ? diye soruyor kendine ) 

Bu kadın talan edilmiş bir süpermarketin deposunda bir sürü erzak buluyor . Burada ekibe sevimli bir de köpek katılıyor .

GÖZYAŞI YALAYAN KÖPEK 🐶


Köpek


Ve ondan sonra planladıkları gibi oraya en yakın ev olan , koyu renk gözlüklü kızın evine gidiyorlar . Burada kızın anne ve babasının da o gittikten sonra kör olduğunu ve götürüldüklerini öğreniyorlar . Bir kaç gün orada kaldıktan sonra ( Tabi ki şaşı çocuğun evini hatırlamamasından , yaşlı adamın kimsesi olmamasından dolayı )  doktor ve karısının evine gitmeye karar veriyorlar ..

Burasının hiç el değmeden kaldığı görünce şaşırıyorlar . Önce elbiselerini ardından ayakkabıları çıkartıp bu şekilde içeri giriyorlar . Burada doktorun karısı onlara her gece kitap okumaya başlıyor . Koyu renk gözlüklü genç kız ve yaşlı adam birbirlerini sevdiklerini ve asla birbirlerinden ayrılmamaya söz veriyorlar ..

Artık bu duruma tam anlamıyla alışmış ve uzun vadeli çözüm aramaya başlamışken biranda ilk kör görmeye başlıyor . Hepsi birden çılgınlar gibi seviniyor ve ardından sırası ile gözleri görmeye başlıyor ..



YORUM 


İlk önce kitabın kapak tasarımından başlamakta yarar görüyorum . Elime geçen ve maalesef vermek zorunda olduğum kitap 26 .Basım ve Işık Ergüden çevirisi . Bir çok eserini okuduğum Kırmızı Kedi yayınevinin Sapsarı kapaklı harika bir kitabı . Ayrıca 331 sayfadan oluşan kitabı ben şahsen elimden hiç düşürmedim . 😊


Hepimizin potansiyel bir kör , sağır , herhangi bir uzuvdan yoksun kalma adayı olduğumuz zaten hepimizin malumu . Bu durumu yazar Jose Saramago tüm açıklığı ile bir kez daha yüzümüze çarpıyor . Herkesin düşünmesi gereken soru şu ; Dünyamızda hiç gören göz kalmasaydı nasıl olurduk ? 

Hiç bir zaman akmayan çeşmelerle , yanmayan doğalgazla , okunamayan kitaplarla , görülemeyen güzelliklerle dolu bir dünyada kim mutlu olabilirdi ? 


'' Ölüm nedeni zaman içinde unutulur , Yalnızca o tek sözcük kalır .. ÖLDÜ . ''                                     

 

   ( Jose Saramago - Körlük ) 


Okumak isterseniz yazarın diğer kitaplarına da  '' BURADAN '' ulaşabilirsiniz ..

Ayrıca görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşırsanız seviniriz :)

Comments